Dünyamızın düşünen insanları halen bizden başka zeki yaşam varmı ? olasılığını düşünüp dursunlar! Dünya dışındaki zeki yaşam ise kesinlikle düşünmekle kalmıyor. Nitekim hem dünya tarihi sayısız gizemle dolu olduğu gibi haler sırrı çözülememiş bir çok fiziksel madde dünya üzerinde çözülmeyi bekleyen bir gizem olarak varlığını sürdürmektedir. Bu gizemler sadece dünyada değil dünya dışındaki alanda yani uzayda ve diğer gezgenlerde de görülmektedir. Kitabımızın bir çok yerinde anlattığımız bu gizemlere bir yenisini daha ekleyelim.
Fakat bu gizem öylesine gerçek ki, gizem ve sırlı olaylara ehemmiyet vermeyen yada mesafeli bakan bilim dünyasının dahi dikkatini çekmiş ve kabul görmüştür. Bu gizem başlığımızdan da anlaşılacağı üzere “Gizemli Uydular” konsudur. Malumunuz Teknolojinin gelişmesi ve insanoğlunun Ay’a ayak basmasının ardından bir “Uzay Çağı” başladı ve bu konuda gelişimini tamamlamış bazı devletler dünya dışına insanlı yada insansız araçlar göndermeye başladı.
Bununla birlikte gelişen teknoloji “uydu” ismi verilen cihazların icadından sonra adeta bir çığır açtı ve izleme, dinleme ve haberleşmede uyduların büyük katkısını gördü. Tv Kanallarının uydusal yayınları kaliteli ve kesintisiz görüntü sağlarken bu uydular cep telefonu gibi bor çok haberleşme vasıtasında da büyük faydalar sağladı. Fakat en büyük yararıda şüphesiz istihbarat birimleri gördü. İzleme, dinleme ve teknik takip konularında istihbarat teşkilatlarına büyük katkılarsağlayan uydular ve bu uydulardan alınan görüntüler adeta çığır açtı.
İstihbarat örgütlerinin yanı sıra devletlerin askeri birlikleri de uydunun nimetlerinden faydalanarak büyük yararlar sağladı. Bu uydular gelişim evriminin bir kısmını tamamlamış ülkeler trafından uzay yörüngesine fırlatılır ve yörüngeye oturduktan sonra hem manuel (uzaktan yardım ile) hem otomatik kurulur ve hizmet vermeye başlarlar. İşte bu uyduları uzaya gönderen devletler, uzay boşluğunda hangi uyduları olduğunu bilir ve bununla birlikte dünyanın diğer uzay istasyonlarınında bu uydulardan haberi vardır.
Yani özetle kim hangi uyduyu ne zaman dünya yörüngesine göndermiş bir şekilde bilinmektedir. Fakat bu uydular arasında öyle bir uydu vardır ki bu uyduyu hiçbir dünya ülkesi göndermemiştir. Yapılan araştırmalardan sonra anlaşıldı ki bu uydu dünya yapımı bir uydu değildi! Yaklaşık olarak 106 dakika gibi bir sürede yörünge uçuşunu tamamlayan bu esrarengiz uydu bilim dünyasında şok etkisi yaratmıştı. Asıl şok etkisi yaratan konu ise esrarengiz bu uydu bir takım radyo sinyalleri göndermekteydi.
Dinleme istasyonları bu iletişim sinyallerini çözmeye çalıştı fakat yapılan araştırmalar sonuçsuz kaldığı gibi tek bir konuda mutabakat sağlandı. Bu uydu dünya dışı başka varlıklar tarafından dünya yörüngesine gönderilmişti ve belirli periyodlarla gönderdiği sinyaller bilinmeyen bir dildeki iletişim sinyalleriydi. Bu veriler ışığında insanın aklına şu soru geliyor. Bu esrarengiz uydu acaba başka galaktik uygarlıklar tarafından dünyamızı gözlemesi ve araştırması için gönderilmiş “casus uydu” olabilir miydi ? Bu tür ilk “casus uydu” 1965’li yıllarda tespit edilmişti, fakat bu ilk “casus uydu” değildi çünkü 1989 yılında Türk kökenli bir rus astrofizikçi Dr. Maksud Chernova çok esrarengiz bir uydu daha tespit etti. Bir rapor hazırlayan Dr. Maksud, oldukça ilginç iddialarda bulunarak gözlemini anlatıyordu. Rapora göre
- “Dünya yörüngesinde tespit edilen bu yabancı meşeili bu uydu, hem görünüş hem işleyiş bakımından bugüne kadar dünyadan fırlatılan hiçbir uyduya benzemiyordu. Olağan üstü manyetik bir alana sahip olan bu dünya dışı uydu elmas başını andırır nitelikteydi. Farklı ve çözümlenemeyen radyo sinyalleri gönderen bu uyduğunu mahiyeti anlaşılamamıştır. “
Aslında Dr. Maksud, bu raporunda esrarengiz uydunun başka bir galaktik uygarlığa ait olduğunu anlatmaya çalışıyordu ve başarılıda olmuştu. Nitekim Dr. Maksud’un hemen ardından Fransız Uzay Uyduları uzmanı olan Dr. George Millard’da bir açıklama yaparak görüşünü ortaya koydu. Millard’a göre bu uydular başka gezegenlerdeki toplumlar tarafından dünya yörüngesine oturtulmuş olmalıydı. Millard’ı açıklamasında
- “ Bu esrarengiz uydu dünya yörüngesine ulaşana kadar şüphesiz çok büyük mesafeler kat etmiş olmalıdır. Bununla birlikte çok uzun bir zaman önce inşa edilip uzaya gönderilmişte olabilir”
diyordu. Millard elbetteki sözlerinde haklı olabilirdi çünkü bu dünya ülkelerine ait olmayan esrarengiz uydu ABD başka olmak üzere Rusya, Almanya, İsviçre ve Türkiye gibi bir çok ülke tarafındanda gözlemlenmiş ve dünyadan herhangi bir ülkeye ait olmadığı anlaşılmıştır. Üstelik dizaynı ve işleyişi ile fiziki görünümüde oldukça ilgniç ve gizem dolu lan bu “esrarengiz uydular”ın başka galaktik uygarlıklar tarafından dünya yörüngesine sokulduğu su götürmez bir gerçektir. Onlar bizi izliyor….
Peki ya Black Knight uydusunu duydunuz mu?
Eminim duymuşsunuzdur... O şuanda bizi izliyor sessizce...
Kara Şovalye diyorlar adına, batı medeniyetinde Black Knight diyorlar...
Kara Şovalye uydusunun ilk sinyallerini alan kişi yine Nikola Tesla'dır. 1899 yılında Tesla tekrarlayan radyo sinyalleri almış ve bunu kamuoyu ile paylaşmıştı. Ardından 1928 yılında aynı sinyalleri bilim adamları da alınca ABD Hava Kuvvetleri de bir araştırma yürüterek dünya atmosferinin hemen üstünde ki bir bölümden (karanlıkta kalan) sinyaller aldıklarını doğrulamıştı.
Daha sonraki yıllarda (1960) ABD ve Sovyet (Rusya) uydularını dünyanın etrafında gezdirirken işte o gizemli uyduyu keşfettiler. Dünya üzerinde hiç kimseye ait değildi ve zaten ABD ile Rusya'dan başka bu tipte bir uyduyu fırlatacak teknolojiye sahip başka bir ülkede yoktu....
Ve Kara Şovalye artık dünyanın gözünün önünde...
Nasıl mı oluyor?
1998 yılında Endeavor STS uçusu sırasında görevli astronotlar uzay fotoğrafları çekerken bu garip görünümlü uydunun da fotoğrafını çektiler ve Nasa bu fotoğrafları uzun süre yayınladı ancak daha sonra yayınladığı fotoğraları aniden kaldırdı.
Kaldırsın... NASA'nın saklamaya çalıştığı bir gerçek daha yine onların ellerinde olmadan ortaya çıkmıştı.
Kara Şovalye nam-ı diğer BLACK KNİGHT uydusunu başka bir yazımızda uzun uzadıya inceleyeceğiz...
Ancak bir gerçek var ki, yukarıda söylediğimiz gibi...
ONLAR BİZİ İZLİYOR(!)
KURSAD BERKKAN
0 Yorumlar